_id
stringlengths 1
4
| text
stringlengths 1
10.5k
| title
stringclasses 1
value |
|---|---|---|
324
|
Roketsan
| |
326
|
denizden
| |
328
|
Osmanlı İmparatorluğu
| |
330
|
Rüzgâr direncinden en az etkilenecek şekilde tasarlanması yine güç tasarrufu sağlar
| |
332
|
Osmanlı'nın bölgedeki hakimiyetini kabul edecek
| |
334
|
ödül olarak Çimpe Kalesi'ni alarak Rumeli'de ilk kez toprak kazanmışlardı
| |
336
|
Güneş Panelleri: Güneşten gelen enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesini sağlar. %20 verimde kullanılan bir modül 250°C sıcaklıkta metrekareye 1000 Watt’lık enerjinin düştüğü anda uçlarında 200 Watt’lık enerji üretir. SAGUAR-X5’te %17 verime sahip 18 adet güneş modülü kullanıldı. Toplam ağırlığı 7kg ve toplam alanı ise 4.68 metrekaredir. Yarış sırasında hava koşullarına ve panellerin eğimine bağlı olarak bu değeri 300W’a kadar düşmüştür.
| |
337
|
hava koşullarına ve panellerin eğimine bağlı olarak
| |
339
|
esir alındı ve Edirne'ye götürülerek kazığa oturtuldu
| |
341
|
1979
| |
343
|
barış antlaşması
| |
345
|
Yusuf Yağcı, 1952'de Bursa'da doğdu. Yüksek lisans ve doktorasını Liverpool Üniversitesi'nde yaptı. İTÜ'dedoçent ve profesör oldu. Yağcı, TÜBA asli üyesi ve Türk Kimya Derneği şeref üyesidir ve 1994 yılında TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Türkiye Kimya Derneği Şeref Ödülü (2002), Elsevier Scopus Ödülü (2007), Japonya Polimer Derneği Uluslararası Bilim Ödülü (2008), Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü (2008), Bilim ve Teknoloji Birliği Kurulu (COMSTECH) 2010 Yılı Kimya Şeref Ödüllerini de almıştır. 400'ün üzerinde uluslararası bilimsel makalesi, 5 patenti, 6 uluslararası kitabı vardır, 31 kitapta bölüm yazmıştır. 50 master ve 18 doktora tezi yönetmiştir. Halen İTÜ'de öğretim üyeliği yapmaktadır.
| |
346
|
TÜBİTAK bilim ödülü almıştır. Ayrıca, Türkiye Kimya Derneği Şeref Ödülü (2002), Elsevier Scopus Ödülü (2007), Japonya Polimer Derneği Uluslararası Bilim Ödülü (2008), Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü (2008), Bilim ve Teknoloji Birliği Kurulu (COMSTECH) 2010 Yılı Kimya Şeref Ödüllerini de almıştır
| |
348
|
Bu kitaplardan Tarih-i Çelebizade 'nin pek çok nüshası Tarih-i Raşid 'in üçüncü ve son cildinin arkasına eklenip ciltlenerek beraber satıldığı için, bazı kaynaklar hataya düşerek Müteferrika'nın bastığı kitap sayısını 16 olarak göstermektedirler. Basılan kitapları çoğunlukla Kethüda, Mektupçu, Çavuşbaşı gibi Osmanlı Bürokrasisi ve Şeyhülislam, Kadı v.b. satın almıştır. Özellikle ilmiye sınıfından kişilerin kitapları alması ulemanın matbaaya karşı olmadığını göstermektedir. Buna karşın satış adetleri çok düşük kaldığından İbrahim Müteferrika , latince olarak bastırdığı kataloglarla Avrupa'nın değişik yerlerinde kitaplarını satmaya çalıştı. Örneğin Grammaire Turque den 200 adedini Cizvit Mektebine, peşin fiyatı 3 kuruş iken toptan 2,5 kuruşa satmıştır .
| |
349
|
Tarih-i Çelebizade 'nin pek çok nüshası Tarih-i Raşid 'in üçüncü ve son cildinin arkasına eklenip ciltlenerek beraber satıldığı için
| |
351
|
Kütahya Antlaşmasını
| |
353
|
== Eserleri ==
Matematik ile ilgili eserleri
El- Kitab'ul Muhtasar fi'l Hesab'il Cebri ve'l Mukabele
Kitab al-Muhtasar fil Hisab el-Hind
El-Mesahat
Matematik alanındaki çalışmaları cebrin temelini oluşturmuştur. Bir dönem bulunduğu Hindistan’da sayıları ifade etmek için harfler ya da heceler yerine basamaklı sayı sisteminin ( onluk sistem) kullanıldığını saptamıştır. Harezmî'nin bu konuda yazdığı kitabın Algoritmi de numero Indorum adıyla Latinceye tercüme edilmesi sonucu, sembollerden oluşan bu sistem ve sıfır 12. yüzyılda batı dünyasına sunulmuştur.
Astronomi ile ilgili eserleri
Zîc-ul Harezmî
Kitab al-Amal bi'l Usturlab
Kitab'ul Ruhname
Coğrafya ile ilgili eserleri
Kitab surat al-arz
Tarih ile ilgili eserleri
Kitab'ul Tarih
| |
354
|
Harezmî
| |
356
|
Sencer Divitçioğlu (d. 14 Şubat 1927, İstanbul - ö. 8 Eylül 2014, İstanbul), Türk akademisyen ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi.
| |
357
|
İstanbul
| |
359
|
Najib ad-Din Abu Hamid Muhammad ibn Ali ibn Umar Samarqandi 13. yüzyılda Semerkant'ta yaşamış olan bir Pers doktorudur.
| |
360
|
Semerkant'ta
| |
362
|
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nda Kurul Üyesi
| |
364
|
2010 Ocak ayında gerçekleştirilen Savunma Sanayi İcra Kurulu'nda 2 Adet Taktik İHA Sistemi (12 Uçak) için sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiş olup, ancak 2 yıl sonra imzalan sözleşme kapsamında 2012 Ocak içerisinde Taktik İHA Geliştirme Projesi programı takvimi başlamıştır.
| |
365
|
2 Adet
| |
367
|
1943-1951 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü'nde İslami bilimler ve orientalistik alanında öncü bir yere sahip olan Alman oryantalist Hellmut Ritter'in yanında öğrenim gördü. Hocasının, bilimlerin temelinin İslam bilimlerine dayandığını söylemesiyle bu alana yöneldi.
| |
368
|
Hellmut Ritter'in
| |
370
|
I. Selim'in Nedimi Hasan Can'ın oğlu olarak 1536/37 yılında İstanbul'da doğdu. İyi bir eğitim gördü, ilmiye sınıfına girerek 1556 ila 1573 yılları arasında müderrislik yaptı. Manisa'da bulunan Şehzade Murad'ın (III. Murad) hocalığı ile görevlendirilmesi sonraki yıllarda hızla yükselmesine yardımcı oldu. 1574 yılında III. Murad'ın tahta çıkması ile birlikte Hace-i Sultani sıfatıyla devlet işlerinde etkili oldu. Bu sıfatını daha sonra tahta çıkan III. Mehmed'in döneminde de koruyarak padişah üzerinde nüfuzu sayesinde iç ve dış siyasette etkin rol oynadı. 1596 yılında Haçova Savaşında padişahı savaş alanından ayrılmamasına ikna ederek Haçova Zaferinin kazanılmasında önemli ve etkin rol oynadı. Haçova Savaşında yararlılığı görülen Cigalazade Yusuf Sinan Paşa'nın sadrazamlığa getirilmesini sağladı. Ancak önceki sadrazam İbrahim Paşa'yı tutan valide Safiye Sultan'ın etkisiyle gözden düştü. Sürgüne gönderilmekten güçlükle kurtulabildi ve devlet işlerine karışmaması koşuluyla İstanbul'da kalmasına izin verildi. Bu süreçte 1598 yılında şeyhülislam Bostanzade Mehmed Efendi'nin ölümü üzerine karşı çıkmalar olmasına karşın şeyhülislamlığa getirildi. 1598 yılında şeyhülislam olarak görevlendirilmesine karşı çıkan sadrazam Hadım Hasan Paşa'yı padişaha görevden aldırtarak idam edilmesini sağladı. Sonrasında sadrazamlığa sırasıyla gelmesini sağladığı Cerrah Mehmed Paşa ve Damat İbrahim Paşa üzerinde etkili olarak yer yer devlet işlerine müdahalelerde de bulundu.
| |
371
|
1574 yılında III. Murad'ın tahta çıkması ile
| |
373
|
Şark meselesi'nin Batılılarca bu hedeflerine rağmen, Türkler Anadolu’ya girmiş, Balkanları tamamen ele geçirmiş ve Viyana kapısına kadar dayanmışlardır. Ancak 1683 tarihinde Türklerin Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasında Viyana önlerindeki yenilgisi “Şark Meselesi”nin birinci safhasını da sona erdirmiştir. Birinci aşamanın bitmesiyle birlikte aynı şekilde bu tarihlerde şark meselesinin ikinci safhası başlamıştır. Bu safhada, yenilgiye uğrayan Türkler, Anadolu’da tutunmaya çalışmış; Avrupa devletleri ise taarruza geçmiştir. 1920 yılına kadar devam eden bu aşamada Avrupa devletlerinin ilk amacı Avrupa’daki Türk hakimiyetinde olan Hristiyan milletlerini isyana teşvik ederek kurtarmaktır. Birinci maddede istenen amaca ulaşılmazsa ikinci bir plan olarak Türklerden bu Hristiyan milletleri için reformlar (Islahat Fermanı) istemek olacaktır. İkinci aşamada Türkleri Balkanlardan tamamen atmak, İstanbul’u Türklerin elinden almak, Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde yaşayan Hıristiyan azınlıkları lehine reformlar yaptırmak, muhtariyet elde etmek veya mümkün olursa istiklallerine kavuşturmaktır. Yedi cihana hükmeden Osmanlı gibi bir devletin özellikle Kuzey Afrika topraklarına sahip olması Avrupalı devletlerin bir hayli canını sıkıyordu. Bilindiği üzere ham madde ve yeni pazar arayışı Avrupalı devletleri bir hayli zorlamaktaydı. Hindistan ve diğer kolonilere giden kara yolunun büyük bir kısmının Türk topraklarından geçmesi de bu toprakları ele geçirmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. Şark meselesinin en büyük nedeni olan uluslararası çıkarlar için, Osmanlı tebaasında bulunan Müslüman toplumları, özellikle Araplar’ı Osmanlı devletine karşı kışkırtmak ve devletten koparmak için birçok girişimde bulundular. Emperyalist düşüncelerle çıkarılmaya çalışılan bu isyanlarda Arap milliyetçiliği olgusu bir dayanak noktası olarak kullanılmıştır.
| |
374
|
Avrupalı devletleri
| |
376
|
Altay projesinin teknik destek sağlayıcısı Güney Kore'nin Rotem firmasıdır. "Altay" olarak adlandırılan tankın tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikalama aşamalarının tamamlanması için 500 milyon dolar mâli kaynak ayrılmıştır. Üçüncü nesil ana muharebe tankı olarak tasarlanmakta olan aracın prototip testleri ve kalifikasyon çalışmalarının 2012 yılında tamamlanmış ve seri imalatın ise 2019 yılının sonunda devreye alınması öngörülmektedir. Tasarım aşamasında Güney Kore üretimi XK-2 ana muharebe tankı projesinden elde edilmiş tecrübelerden de yararlanılması hedeflenmektedir. Proje sonunda açılacak yeni bir ihale ile seri üretimi kazanan kurum ya da kuruluş belirlenecektir. İlk etapta üretilmesi planlanan 250 adet tank, TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda artırılabilecektir.
| |
377
|
Güney Kore üretimi XK-2 ana muharebe tankı projesinden
| |
379
|
İstanbul
| |
381
|
Kavalalı Mehmet Ali Paşa Napolyon tarafından işgal edilen Mısır'ı kurtarmak için Mısır'a giden gönüllülerdendi. Okur yazar değil fakat zeki bir kimseydi. Askeri yeteneklere de sahip olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa Kahire'de başı bozuk askerin belli bir disiplin altına alınmasını sağlamış, başarı gösterdiği için Mısır'a vali olmuştu (1804). Kavalalı Mehmet Ali Paşa valililiği sırasında önemli hizmetleri bulunan değerli bir devlet adamıydı. Kölemen beylerini ortadan kaldırmıştı. Fransızların desteğiyle kuvvetli bir ordu ve donanma kurmuş, sulama kanalları açarak tarıma önem vermiş ve Mısır'ın kalkınmasını sağlamıştı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mora isyanı sırasında Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesi şartıyla Sultan İkinci Mahmut'a yardım etmişti. İsyan bastırıldı fakat daha sonra Mora kaybedildi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa Osmanlı Rus savaşlarında Osmanlı Devleti'nin yardım isteğine rağmen kuvvet göndermedi. Mora valiliği yerine Suriye valiliğini isteyen Kavalalı Mehmet Ali Paşa, bu isteğinin reddedilmesi üzerine Suriye'yi işgal etti. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu olan İbrahim Paşa, isyan sırasında Suriye'yi aldı. Torosları geçen İbrahim Paşa Adana ve Konya'da Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.
| |
382
|
Suriye
| |
384
|
Hendese-i Mülkiye'den 1908 yılında mezun olduktan sonra Paris'e giderek Ecole Nationale des Ponts et Chausséesten 1912 senesinde diploma almıştır. 1913 yılında Yüksek Mühendis Mektebi'ne muallim muavini oldu. 1929 yılında müderrisliğe terfi ettirildi. 1946 senesinde de Ordinaryüs ünvanını almıştır.
| |
385
|
1908
| |
387
|
Türkiye'ye ilk bilgisayar 1960 yılında yol yapımında gereken hesaplamaları daha hızlı yapabilmek için Karayolları Genel Müdürlüğü'ne gelmiştir. IBM-650 Veri İşleme Makinesi (Data Processing Machine) adlı bilgisayar 12 yıl kullanılmıştır ve elektrikle çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip 167 m² bir alana sığan ve ağırlığı 30 tonluk ilk bilgisayar ENIAC'tan tam 15 yıl sonra edinilmiştir. İkinci bilgisayar ise akademik amaçlı kullanmak için İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Taşkışla binasına geldi. Bu bilgisayar IBM 1620 idi. İ.T.Ü'den sonra ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi bilgisayara sahip oldu. Türkiye'deki dördüncü bilgisayar ise Devlet Planlama Teşkilatı'na geldi.
| |
388
|
IBM 1620 idi
| |
390
|
Hafif ve Gerekli Şartlarda Dayanıklı Şasi: Güneş enerjili bir arabayı gösteren en önemli aksam şüphesiz ki şasidir. Aracın verimini arttırmak için hafif malzemeler kullanılır. Bu sayede motora fazla yük binmez ve araç güçten tasarruf eder. Kanopinin aerodinamik yapısı da çok önemlidir. Rüzgâr direncinden en az etkilenecek şekilde tasarlanması yine güç tasarrufu sağlar.
| |
391
|
güç tasarrufu
| |
393
|
Çizimde Batı Avrupa, Batı Afrika ve Güney Amerika'nın doğusu kolayca tanınabilir.
Atlas Okyanusunda Kanarya Adaları, Yeşil Burun Adaları Adaları ve Azor Adaları'nın konumları doğrudur ama biraz orantısızdırlar.
Avrupada Fransa ve İber Yarımadası iyi çizilmiştir. İber Yarımadası'nda gösterilen dört nehirden üçü Tagus, Guadalkivir ve Ebro olarak tanınabilir, ancak bu nehirlerin yukarı kısımlarında hatalar vardır.
Afrika kıtasında Senegal, Gambiya ve Gine, ve Fildişi Sahili'ndeki Sassandra nehirlerini tanımak mümkündür. Nijer Nehri'nin kaynağı olarak, Sahra Çölü'nde görünen göller vardır.
Kuzey Amerikanın ayrıntıları, gerçek ayrıntılarına hiç uymamaktadır. Hispanyola olarak adlandırılan ada, kuzey-güney dogrultusunda çizilip, görünüm olarak Japonya'nın 15. yüzyılda bilinen şekline benzer.
Güney Amerikada Brezilya'nın kuzey kıyıları gerçekle oldukça uyumludurlar. Orinoko ve Amazon nehirleri, Trinidad adası kolaylıkla tanınabilir. Amazon'un denize döküldüğü noktanın açıklarında çizilmiş olan büyük ada ise gerçekte yoktur. Güney Amerika'nın iç bölgelerinde dağlar görünür. Rio de la Plata nehri olması muhtemel bir nehrin güneyindeki kıyı ayrıntıları Brezilya kıyılarıyla çeşitli noktalarda uymaktadır ama kıyı çizgisinin doğrultusu güney yerine doğuya doğru uzanır.
| |
394
|
Sahra Çölü'nde görünen göller
| |
396
|
2007 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından rekabet usulüne dayalı olarak (herhangi bir Ar-Ge desteği olmaksızın) başlatılan Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi Geliştirme programı kapsamında, Eylül-Ekim 2009 tarihlerinde resmi heyet huzurunda Bayraktar Taktik İHA Sistemi ile hedeflenen tüm performans kriterleri başarıyla tamamlanarak uçuş testleri sergilenmiştir. Bu testler esnasında hangardan çıktığı andan itibaren tam otomatik taksi, kalkış, uçuş, iniş, frenleme ve tekrar hangara dönüş gibi özellikler sergilenmiştir.
| |
397
|
herhangi bir Ar-Ge desteği olmaksızın
| |
399
|
Avrupa’da
| |
401
|
Bu dönemde bulunan ve kullanılan barut, pusula ve matbaa doğa bilimlerinin gelişimini büyük ölçüde etkilemiştir. Rönesans döneminin en büyük gelişmesi hiç kuşkusuz ki baskı tekniğinin bulunması olmuştur. Bu tekniğin kültürün yayılmasında ve standartlaşmasında büyük bir önem taşıdığı açıktır. Yazma yapıtlar bir çok açıdan özgündür, ama yanlışlara, eklemelere ve çıkarmalara çok açıktır. Baskı teknolojisi ise tek seferde, birbirinin aynı olan yüzlerce kopyayı yayımlamaya ve bir kitabın belli bir sayfasına gönderide bulunmaya olanak tanımıştır. Baskı tekniğinin bulunması, aynı dönemlerde, gravür tekniğinin de bulunması ile zenginleşmiştir. Ağaç ve bakır levha oymacılığı, grafik alanında, matbaanın yazı alanında yaptığı katkının tam olarak aynısını yapmıştır. Sanat ürünleri yaygınlaşmaya ve standartlaşmaya başlamıştır. Bu iki buluş yani, baskı ve gravür, bilginin gelişiminde çok büyük bir önem taşımaktadır. Baskı, temel alınabilecek matematiksel ve astronomik tabloların, gravür ise bitkilerin, hayvanların, anatomik ya da cerrahî ayrıntıların ve kimyasal araçların kitaplara resimler biçiminde girmesine olanak sağlamıştır.
| |
402
|
baskı ve gravür
| |
404
|
padişah
| |
406
|
Ege Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü
| |
408
|
Pîrî Reis 1528'de Amerika'yı gösteren ikinci bir harita yapmıştır.
| |
409
|
iki
| |
411
|
Devlet görevi nedeniyle bir süre sonra Mehmet Said Efendi matbaadan ayrıldı ve İbrahim Müteferrika tek başına matbaayı idare etmeye başladı. Bu süre içinde en çok kalifiye eleman bulma sıkıntısı yaşanmaktaydı. 1747 de İbrahim Müteferrika'nın ölümünden sonra matbaanın işletme izni Rumeli kadılarından İbrahim Efendi ile Anadolu kadılarından Ahmed Efendiye verilmiştir. Bu ikili sadece 1757 de bir tek kitap basabildi, bu da Müteferrika tarafından basılan Vankulu Lûgatı'nın ikinci baskısıydı. Bu tarihten sonra matbaa 1784'e kadar hiçbir faaliyette bulunamadı.
| |
412
|
1757
| |
414
|
Şükrullâh Behcetü't Tevârîh isimli 1456'da yazmaya başladığı eserini 1459'da tamamlamış ve II. Mehmed'in sadrazamı Veli Mahmud Paşa'ya sunmuştur. Farsça olarak yazılan bu eser Kanuni devrinde 1530 senesinde Türkçeye çevrilmiştir. Behcetü't Tevârîh on üç kısımdan oluşmuştur ve dünya tarihinin anlatılması hedeflenmiştir. Eserin sekizinci kısmı II. Mehmed'in tahta çıkmasından 1451'e kadarki Osmanlı tarihinden bahsetmektedir. Behcetü't Tevârîh diğer Osmanlı tarih yazarları tarafından, özellikle Karamani Mehmet Paşa, Sarıca Kemal, Ruhi Çelebi, Mehmet Zaim, kaynak olarak kullanılmıştır. Osmanlı'larla ilgili son kısmı 1939-49'da iki defa Türkçe’ye çevrilerek neşredilmiştir.
| |
415
|
1530 senesinde Türkçeye çevrilmiştir
| |
417
|
I. Devlet Giray
| |
419
|
Sencer Divitçioğlu, 14 Şubat 1927'de İstanbul’da doğdu. 1950 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Doktora eğitimini Paris Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi’nde tamamladı. 1957'de Türkiye'ye dönerek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1959 yılında "Marx’ta İktisadi Büyüme" adlı tezi ile doçent olmaya hak kazandı. 27 Mayıs 1960'dan sonra Turizm Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Yine bu dönemde Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluşunda bulundu. 1962-1963 döneminde İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde davetli profesör olarak çalıştı. 1967'de Kemal Tahir'in önerisiyle başlayarak tamamladığı Asya Üretim Tarzı ve Osmanlı Toplumu adlı çalışması Fransızca, Yunanca dahil birçok dile çevrildi. Bu çalışması çok dikkat çekti. Dönemin iç siyasi tartışmalarda önemli bir argüman oluşturdu. 1968-1969'da tekrar Paris'te bir yıl süreyle, 1973'de Cambridge'de ikinci kez üç ay süreyle çalıştı. 1975'te Boğaziçi Üniversitesi'nde doktora dersleri verdi. 1976 yılında profesörlüğe yükseldi. 1983 yılında Paris Üniversitesi'nde konuk profesör olarak dersler verdi. Çeşitli iktisat kuramlarını matematiksel bir dille ele alan teorik çalışmaların ardından tarihle uğraşmaya başladı. 1956-82 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde ve 1975’ten itibaren de Boğaziçi Üniversitesi’nde çeşitli doktora dersleri ve teorik iktisat dersleri verdi. 12 Eylül Darbesi sonrası oluşan baskı ortamı sonucu 1402'likler olarak bilinen olay neticesinde görevine son verildi. Bunun üzerine yurtdışında davetli profesör olarak çalıştı (1982-84).
| |
420
|
Cambridge'de
| |
422
|
Tüm adı Şükrüllah bin İmâm Şihâbeddîn Ahmed bin İmâm Zeyneddîn Zekîdir
| |
424
|
Urallardan Karadeniz üzerine sarkma stratejisinin ilk adımını
| |
426
|
Vasvar Antlaşması
| |
428
|
Turkcell dünyada HSPA+ teknolojisini kullanan ilk operatörlerden biri olmuştur. HSPA+ teknolojisini şebekesinde ilk uygulaya operatörlerden biri olarak data kullanımındaki artışa paralel iki yeni HSPA+ teknolojisini daha hayata geçirmişlerdir. Üç Taşıyıcılı HSDPA ile DC-HSUPA teknolojileri sayesinde, dünyada ilk defa 3G şebekesinde 63,3 Mbps’a varan veri indirme hızı; ayrıca 11,5 Mbps’a varan veri yükleme hızı sağlanabilmektedir. Turkcell, Türkiye'nin evlere kadar saniyede 1000 Mbps'e varan hızlarda fiber genişbant erişimi sağlayan ilk telekom operatörüdür.
| |
429
|
11,5 Mbps’a varan
| |
431
|
Asuman Baytop ve Turhan Baytop
| |
433
|
Matbaada basılan ilk kitap Vankulu Lugatı idi. 500 adet basılmıştı. Bu kitapların tamamı satıldı. Daha sonra Tuhfetü’l-Kibār, Tārīh-i Seyyāh, Hindi’l-Garbī, Tārīh-i Tīmūr, Tārīhü’l-Mısır, Gülşen-i Hulefā, Grammaire turque, Usūlü’l-Hikem gibi kitaplar basıldı. Bunlardan Grammaire turque, Usūlü’l-Hikem ve Tārīh-i Rāşid/Çelebizāde kitaplarının çoğu satıldı. Toplamda basılan 9700 kitaptan 6724'ü (%70) satılmıştı.
| |
434
|
500
| |
436
|
Osmanlı Devleti ile İspanyol İmparatorluğu
| |
438
|
Pîrî Reis Haritası günümüze kalan, Avustralya kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir. Osmanlı Kaptan-ı Derya'sı (Amiral) Pîrî Reis tarafından 1513'te çizilmiş olup, Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterir. Aralarında Kristof Kolomb'a ait bir haritanın da bulunduğu yirmi kaynağı bütünleştirerek hazırlanmış, 16. yüzyıl Avrupa ve Müslüman denizcilerinin coğrafya bilgilerini içeren değerli bir tarihi belgedir.
| |
439
|
Osmanlı Kaptan-ı Derya'sı (Amiral) Pîrî Reis tarafından 1513'te çizilmiş
| |
441
|
II. Murad döneminde
| |
443
|
Aracın Volkan-III tank atış kontrol sistemi ve tank komuta kontrol muhabere bilgi sistemi Aselsan tarafından tasarlanacak ve üretilecek, 120mm’lik 55 kalibre ana silah sistemi, Hyundai-Rotem kanalı ile teknoloji transferi yapılarak MKE tarafından, modüler zırh paketi ise Roketsan tarafından üretilecektir. Otokar 4 prototipin tasarımı ve geliştirilmesi için 500 milyon ABD Doları tutarında teşvike hak kazanmıştır.
| |
444
|
Volkan-III tank atış kontrol sistemi ve tank komuta kontrol muhabere bilgi sistemi
| |
446
|
1774 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Divan-ı Hümayûn kâtiplerinden şairliği ile de tanınan Mehmed Emin Şükühi Efendi’dir. Üçüncü Mustafa Han devri hekimbaşılarından Büyük Hayrullah Efendi’nin torunu, Hekim ve şair Abdülhak Molla’nın ağabeyi, şair Abdülhak Hamid’in büyük amcasıdır.
| |
447
|
Abdülhak Hamid’in büyük amcasıdır.
| |
449
|
Harita; ceylan derisi üzerine çizilmiş olup 900x600 mm boyutlarındadır. Ortaçağ haritalarından -sıkça rastlanan- portolan tarzında yapılmıştır; yani enlem ve boylam çizgileri yerine anahtar noktalarda yönleri gösteren pusula gülleri ve bunlardan ışınsal olarak yayılan yön çizgileri vardır.
| |
450
|
portolan tarzında yapılmıştır
| |
452
|
1552 yılında
| |
454
|
'İpek ve Baharat Yolları'
| |
456
|
Bayezid'in oğullarından
| |
458
|
Adana ve Konya'da
| |
460
|
sekiz parçalık bir filosunu Karadeniz Boğazı’ndan geçirerek Büyükdere önlerine demirletti
| |
462
|
Prof. Ümran İnan Dört ders kitabının yazarıdır. Bunlardan ikisini kardeşi Aziz İnan ile birlikte yazmıştır. Ayrıca Prof. Ümran İnanın hakemli dergilerde 330'a yakın makalesi yayınlanmış ve bu makalelere 7400'den fazla atıf yapılmıştır. Engineering Electromagnetics (Prentice Hall 1998) Electromagnetic Waves (Prentice Hall 1999) Principles of Plasma Physics for Scientists & Engineers Numerical Electromagnetics
| |
463
|
Aziz İnan
| |
465
|
Tilimsan şehrini fethetmek istedi
| |
467
|
Bostanzade Mehmed Efendi
| |
469
|
50.0° Doğu boylamında hizmet vermesi planlanan olan Türksat 4B uydusunun üretimi ve testleri 4 Haziran 2014 tarihi itibarıyla tamamlanmıştır. 16 Mayıs 2014’teki Proton roketi arızası sonrası durdurulan fırlatmalar 28 Eylül 2014 tarihinde tekrar başlamıştır. Türksat 4B uydusunun 2015 yılı içerisinde uzaya fırlatılması planlanmaktadır. Türksat 4B uydusu; Türkiye, Afrika, Avrupa, Orta Doğu ve Güney Batı Asya’yı kapsama altına alacaktır. Türksat 4B uydusu üzerinden Ku frekans bandında televizyon yayıncılığına ilave olarak Ka frekans bandındaki spot kapsama alanları ile yüksek hızlı ve daha düşük maliyetlere sahip internet erişim hizmetleri sunulması planlanmaktadır. Türksat 4B uydusuyla birlikte 50.0° Doğu yörüngesinde ilk defa bir Türksat uydusu yer alacaktır.
| |
470
|
spot kapsama alanları ile yüksek hızlı ve daha düşük maliyetlere sahip internet erişim hizmetleri
| |
472
|
Şark meselesi temel hatlarıyla iki önemli süreçten oluşmaktadır. Bunlardan birincisi '1071-1683' yılları arasındaki Şark Meselesi'dir. Bu tarihler arasında Avrupa, Türklere karşı savunmaya geçmiş, Türkler ise fetihlere hız kazandırarak akıncılarını Avrupa topraklarına göndermiştir. Bu ilk süreç olan Şark Meselesinde temel amaç Türkleri Anadolu’ya sokmamak, Türklerin Anadolu’daki ilerleyişini durdurmak ve Türklerin Rumeli’ye girişini engellemektir. İstanbul’un Türkler tarafından fethini engellemek isteyen Avrupa devletleri, Türklerin Balkanlar üzerinden Avrupa içlerine doğru ilerleyişine engel olmak için birçok politikalar izlemişler ve bu politikalarda Şark Meselesinin ilk planlı durdurma safhasını oluşturmaktadır.
| |
473
|
Türklere
| |
475
|
Güneşe bağlı değişken
| |
477
|
15A
| |
479
|
iki
| |
482
|
30 tank motoru ve şanzıman üretimi
| |
484
|
İbrâhim Paşa idaresindeki
| |
486
|
İstanbul’da
| |
489
|
Türkiye, Afrika, Avrupa, Orta Doğu ve Güney Batı Asya
| |
491
|
MAN 630 Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yaygın biçimde kullanılan 1958 model Batı Almanya üretimi 4x4 arazi kamyonu. 1958-1990 arasında 20.000 den fazla üretilmiştir. Kendisine saatte 67km hız sağlayan 8,275 litre hacimli 130 beygirlik 6 silindirli motora sahiptir.
| |
492
|
1958-1990
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.